ALTUNER: (Tür.) Er. – Değerli kimse.
ALTUNHAN: (Tür.) Er. – Zengin hakan. Türklerin, Çin’de hüküm süren Türk-Moğol hükümdarlarına verdikleri ad.
ALYA: (Ar.) Er. 1. Yüksek yer, yükseklik. 2. Gök, sema.
AMANULLAH: (Ar.) Er. – Allah’ın bağışlaması. Allah’ın koruması.
AMİD: (Ar.) Er. 1. Çok hasta. 2. Aşk hastası. 3. Başlıca nokta. 4. Önder, şef, komutan. 5. Diyarbakır’ın eski adı. Ortaçağ’da İslam Türk devletlerinde kullanılan bazı unvanlar ve memuriyet isimleri.
AMİL: (Ar.) Er. 1. Fail, yapan, işleyen. 2. İslam devletlerinde zekat, vergi tahsildarı veya valiler ve devlet memurlan.
AMİNE: (Ar.) Ka. – Gönlü emin, kalbinde korku olmayan. – Peygamber’in (s.a.s) annesinin adı. (bkz. Emine).
AMİR: (Ar.) Er. 1. Mamur eden, şenlendiren. 2. İmar olunmuş. 3. Devlete ait. 4. Kendisine bağlı görevliler bulunan. Amir b. Abdullah b. Mes’ud: Tabiindcndir. İslam fıkıh bilgini.
AMİRE: (Ar.) Ka. – (bkz. Amir).
AMMAR (Ar.) Er. 1. Memur eden. 2. Bayındırlaştıran. (bkz. Amir). – Ammar b. Yasir. Sahabeden. İlk müslüman olanlardandır. Çok işkence gördü. Habeşistan’a hicret etti. Annesi ilk İslam şehidcsi Sümeyye (r. anha)’dir.
AMR: (Ar.) Er. – Uzun yaşamak, uzun ömürlü olmak. Amr b. Madikerib: 631’de Medine’ye gitti ve müslüman oldu. Çok yaşlıyken bile iyi savaştı.
AMRE: (Ar.) Ka. – (bkz. Amr).
AMUZ: (Fars.) Er. – Bilen, öğrenmiş, öğreten.
ANBER: (Ar.) Ka. 1. Ada balığının bağırsaklarında toplanan yumuşak, yapışkan ve misk gibi kokan, kül renginde madde. 2. Güzel koku. 3. Güzellerin saçı.
ANDAK: (Tür.) Er. – Hemen, o anda. – Erkek ve kız adı olarak kullanılır.
ANGIN: (Tür.) Er. 1. Tanınmış, ünlü, namlı. 2. Bayındır.
ANI: (Tür.) – Yaşanmış olaylardan belleğin sakladığı. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ANIL: (Tür.) Ka. 1. Anılmak eylemi. 2. Meşhur, ünlü. 3. Hatırlanan.
ANİF: (Ar.) Er. 1. Sert, şiddetli. 2. Haşin. 3. Geçmişte, pek yakında, burnun ucu denecek kadar yakından geçen. 4. Biraz önce, belirtilen, bahsedilen.
ANİFE: (Ar.) Ka. – (bkz. Anif).
ARAF: (Ar.) Er. 1. Cennet ile cehennem arasındaki yer. 2. Sert, tepe. 3. Adetler, usuller. Arafat: Mekke’nin yakınında bulunup hacıların arefe günü durdukları yerdir. Bu duruş haccın rükünlerindendir.
ARAL: (Tür.) – Birbirine yakın adalar topluluğu. Orta Asya’da bir göl.
ARAM: (Fars.) Ka. 1. Dinlenme, sükun, karar. 2. Rahat, huzur, istirahat. 3. Oturma, eğlenme, ikamet etme.
ARAMCAN: (Fars.) Ka. -1. Gönül rahatı. 2. Sevgili, sevilen güzel.
ARAMDİL: (Fars.) Er. 1. gönül rahatı. 2. Sevilen güzel. 3. Yer mekan.
ARCA: (Ar.) Ka. -1. Temiz, namuslu. 2. Aksak, topal.
ARDA İSMİNİN ANLAMI: (Tür.) Er. 1. Eskiden bazı çavuşların elde tuttukları uzun değnek. 2. İşaret için dikilen değnek. -3. Çıkrıkçı kalemi. 4. Sonra gelen.
ARDALI: (Tür.) Er. – (bkz. Arsal).
ARDAN: (Tür.) Er. – (bkz. Arsal).
AREF: (Ar.) Er. 1. Pek maruf, çok bilinen. 2. Arif, anlayışlı ve bilgili.
AREFE: (Ar.) Ka. 1. Arife, dini bayramlardan bir evvelki gün. 2. Bir önceki gün.
AREL: (Tür.) Er. – Temiz, dürüst kimse.
ARGU: (Tür.) Er. 1. İki dağ arası, uçurum. 2. Orta Asya’da Issık gölü çevresinde Çu ve Talaş havzalarında yaşamış Kırgızların en büyük boyu. Argu Türkleri.
ARGUN: (Tür.) Er. 1. Zayıf, güçsüz, düşkün, dermansız, zebun. 2. Yanyana iki kamış düdüğünden veya kartal kemiğinden yapılmış kaval. – Argun: İlhanlı hükümdarı. Abaka Han’ın oğlu.
ARGÜN: (Tür.) Er. – Temiz, aydınlık gün.
ARGUN ŞAH: (Tür.) Er – (bkz. Argun). Argunşah. (Nizameddin) Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıç Aslan II’nın oğlu. Babası ülkeyi oğullan arasında pay edince, hissesine Amasya düşmüştü.
ARHAN: (Tür.) Er. – Üstün nitelikli, gururlu bakan.
ARICAN: (Tür.) Er. – Temiz, doğru kimse.
ARIÇ: (Tür.) Er. – Barış, asayiş.
ARIER: (Tür.) Er. – Çalışkan kimse.
ARİF: (Ar.) Er. 1. Meşhur, çok tanınmış, mütearif. 2. Bilgi sahibi. Bilen, bilgili, irfan sahibi. 3. Sıbyan mektebi hocası veya kalfası.
ARİFE: (Ar.) Ka. – Bilgi ve irfan sahibi kadın. Uyanık, ince ruhlu, latif.
ARIHAN: (Tür.) Er. – (bkz. Arhan).
ARIKAL: (Tür.) Er. – Temiz, doğru, dürüst kal.
ARIKAN: (Tür.) Er. – Temiz soy.
ARIKHAN: (Tür.) Er. – (bkz. Arhan)
ARIN: (Tür.) Er. 1. Temiz, arı, saf. 2. Alın. 3. Yüz, cephe. Dağların, tepelerin yüzü.
ARINÇ: (Tür.) Er. 1. Temiz, saf, arı. 2. Barış.
ARISAL: (Tür.) Er. – An gibi çalışkan kimse.
ARISAN: (Tür.) Er. – Temiz, doğru tanınmış kimse.
ARISOY: (Tür.) Er. – (bkz. Arısan).
ARITAN: (Tür.) Er. – Temizleyen, arı duruma getiren.
ARKAN: (Ar.) Er. 1. Temiz, ari kandan gelen. 2. Üstün galip. Arkan (Seyfı) Türk mimar (1903-1966).
ARKIN: (Tür.) Er. – Yavaş, ağır, sakin, gelecek yıl.
ARKUT: (Tür.) Er. – Temiz, uğurlu, kutlu.
ARMAĞAN İSMİNİN ANLAMI: (Fars.) 1. Hediye, peşkeş, tuhfe, bergüzer. 2. Birinin gördüğü işe veya başarısına karşılık olarak verilen şey, mükafat.3. Bir ilim adamını tanıtmak veya çalışmalarından ötürü mükafatlandırmak maksadıyla adına çıkarılan ilmi eser. (Köprülü Armağanı). – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ARMAN: (Fars.) Er. 1. Hasret, özleme. 2. Zahmet, sıkıntı. 3. Teessüf. 4. Pişmanlık.
ARMİNE: (İbr.) Ka. – İbranice isim. (bkz. Emine).
ARRAF: (Ar.) Er. l Falcı, kahin. Müneccim. 2. Hekim. 3. Göçebe Arap aşiretlerinin örfe vakıf umumi bilgileri.
ARRAFE: (Ar.) Ka. – (bkz. Arraf).
ARSAL: (Tür.) Er. – Temiz huylu, namuslu.
ARSEBÜK: (İ.) Er. – 1. Temiz ruhlu ve çabuk. 2. Toy. 3. Namus konusunda titiz.
ARSLAN: (Tür.) Er. 1. Kuvvet ve saldırganlığıyla tanınan hayvan, esed, şir. 2. Cesur adam, bahadır. 3. Bir çeşit çiçek. Arslan Argun: Alpaslan’ın oğlu (1097).
ARSLANGİRAY: (Tür.) Er. Cesur, korkusuz han. Arslan Giray: Kırım hanı (1702-1767).
ARSLANŞAH: (Tür.) Er. – Arslan gibi cesur ve yiğit şah, kral. Cesur komutan. Arslan Şah: Kirman Selçuklu hükümdarı (l 145). ,
ARTAN: (Tür.) Er. 1. Yarar, fayda. 2. Üstünlük, meziyet, nitelik.
ARTUÇ: (Tür.) Er. – Ucu sivri demirle donanmış mızrak.
ARTUK: (Tür.) Er. – Selçuklu Emiri. (XI. yy.). Selçukluların ünlü hakanı Alpaslan’ın emrinde Malazgirt savaşına katıldı.
ARÜSEK: (Fars.) Ka. 1. Gelin, küçük gelin. 2. Bebek gibi güzel kız. 3. İşlemecilikte kullanılan yeşil parlak sedef. 4. Ateş böceği. 5. Küçük bir mancınık çeşidi.
ARZIK: (Tür.) Er. – Dindar, sofu.
ARZU: (Ar.) Ka. 1. İstek, bahşiş. 2. Emel, heves, meyl. 3. Özlemek, müştak olmak. “Arzum” olarak da kullanılır. Meşhur halk hikayelerinde Kamber’in sevgilisi.
ARZUMAN: (Ar.) Ka. – (bkz. Arzu).
AS: (Ar.) Er. 1. Mersin ağacı. 2. (Fars.) Değirmen.
ASAF: (Ar.) Er. 1. Vezir. 2. Erdem, ileri görüşlülük, yönetimde başarı. Hz. Süleyman’ın ünlü veziri. Süleyman (a.s.)’ın en çok güvendiği kişiydi. Neml suresinde anlatılanlar Asaf üzerine yorumlandı. Daha sonra padişahın vezirlerine Asaf unvanı verildi.
ASAL: (Tür.) Er. – Başlıca, esaslı, temel.
ASALET: (Ar.) Er. – Soy temizliği, soyluluk.
ASENA: (Tür.) Er. – Kurt.
ASFA: (Ar.) Er. – Çok saf, en temiz, halis.
ASGAR: (Ar.) – En küçük, daha küçük. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ASHAB: (Ar.) Er. 1. Sahib’in çoğulu. 2. Hz. Muhammcd (s.a.s)’i görüp ona tabi olan kişiler. İnsanlık aleminin en seçkin simaları ve örnek neslidirler. Haklarında varid olan naslarla korunmuşlar, Allah’ın yardımını müşahade etmişler ve büyük peygamberin öğretilerini harfiyyen yaşamışlardır. Ashab-ı Kiram: Yüce sahabeler.
ASIF: (Ar.) Er. – Pek sert, pek şiddetli, şiddetle esen.
ASIFE: (Ar.) Ka. – Şiddetle esen rüzgar. Kur’an’da Yunus 22, İbrahim 18 ve En’am suresi 81. ayetlerde geçer.
ASİL: (Ar.) Er. 1. Sağlam. 2. İyice kökleşmiş, yüksek duygularla hareket eden. 3. Kendi kendine hareket eden. 4. Soyu, sopu belli. Necip.
ASIM: (Ar.) Er. 1. Yasak, yanına yaklaşılamayan. 2. Günahtan, haramdan çekinen. 3. İffetli, afif, ismetli, perhizkar. Asım b. Umeyr: (749). İslam komutanlarından. Maveraünnehir fethine katıldı ve yiğitliğiyle ün saldı.
ASIMA: (Ar.) Ka. – (bkz. Asım).
ASİME: (Fars.) Er. – Akılsız, beyinsiz, şaşkın, sersem. – İsim olarak kullanılmaz.
ASİYE: (Ar.) Ka. 1. Sütun, direk, kolon. 2. Mersingiller, mersin ağacı türünden ağaçlar. 3. İsyan eden, itaatsiz, başkaldıran, serkeş, bagi. 4. Allah’ın emirlerini yerine getirmeyen, günahkar. 5. Haydut, şaki. -Bu isim Rasulullah tarafından yasaklanmıştır. İçerdiği anlam İslami anlayışa terstir.
ÂSİYE: (Ar.) Ka. – 1. Kederli üzüntülü. Musa (a.s.)’ı daha bebekken Nil’den kurtarıp sarayda büyüten ve sonra onun peygamberliğine iman eden kadın. Kur’an’da Fir’avun’un karısı olduğu belirtilmiştir. Fakat ismi zikredilmemiştir. – (bkz. Kasas: 9; Tahrim: 11). Firavun’a karşı gelerek müslüman olmuştur. Tahrim suresinde mü’mine bir kadının en son noktada yapması gerekenlere örnek olarak gösterilen hanım.
ASKER: (Ar.) Er. 1. Ordu, ordu örgülüyle ilgili. Vazife yapan. 2. Ülke savunmasında istihdam edilmek üzere eğitilip donatılan kimse. 3. Rütbesiz asker, er.
ASKERÎ: (Ar.) Er. – Orduya mensup. Orduyla alakalı. Askeri (Ebu Ahmed el-Hasan b. Abdullah el): Zamanının ünlü alimlerdendir (903-993). Ebu Davud esSicistani’nin talebesiydi.
ASLI: (Ar.) Ka. 1. Asıl, tek, dip, kütük, temel, esas, kaide, kural, hakikat. 2. Soy, sop, nesep. 3. Bir şeyin belli başlı kısmı, başlangıç, baş yer, sıhhat. 4. Hakiki, esaslı, halis, safi. 5. Esasen, zaten, başlıca, en ziyade, hakikaten.
ASLIHAN: (a.t.i.) Ka. – Aslı ve Han kelimelerinden türetilmiş birleşik bir isimdir. Kerem ile Aslı hikayesinin kadın kahramanıdır. Güzelliğinin yanında saçlarının uzunluğu ve gürlüğünden bahsedilir.
ASRİ: (Ar.) Er. – Zamana uygun, çağdaş.
A dan Z ye İsimlerin Anlamı – İsim Anlamları
Lütfen Paylaşın!