İ
İBADULLAH: (Ar.) Er. 1. Allah’ın kullan, insanlar, (bkz. Abdullah). 2. Çok, pek çok.
İBER: (Ar.). – İbretler, alınan kötü dersler. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İBHAC: (Ar.). – Sevindirme, sevindirilme. – Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.
İBİŞ: (Tür.) Er. l. Ortaoyunu ve kukla tiplerinde gülünç şahıs. 2. Avanak, sersem. Daha çok takma isim olarak kullanılır.
İBN: (Ar.) Er. – Erkek çocuk demektir. Araplarda birçok şahıs babalarının isimleriyle anılmıştır. İbn Abbas (Abdullah): Rasulullah ‘in amcası Abbas’ın oğlu. Sahabedendir.
İBRA: (Ar.). Beri kılma, beraat etme, temize çıkarılma, aklanma. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İBRAHİM: (Ar.) Er. 1. İnananların babası. 2. Hakların babası. 3. Kur’an’da ismi geçen İbrahim peygamber.
İBRET: (Ar.) Ka. 1. Bir olaydan, kötü bir durumdan ders alma. 2. İbret alınacak olay, iş, acaip, tuhaf.
İBRİN: (Ar.) Ka. – Yüzü parlak, güzel olan sevgili.
İBRİNŞAK: (Ar.) Ka. – Ağaçta, çiçek açma, ağacın çiçeğinin tomurcuğunu yarıp çıkması.
İBRİZ: (Ar.). – Halis, saf altın. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İBSAN: (Ar.) Er. – İnsanın yüzü veya huyu güzel olma.
İBŞAR: (Ar.) – Müjde verme, müjdeleme, muştulama. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İCAZET: (Ar.) Ka. 1. İzin, ruhsat. 2. Diploma.
İCAB: (Ar.) Er. 1. Lazım gelme, gerçek. 2. Bir sözleşme için ilk söylenen söz. 3. Olumlama, olumlu hale gelme.
İCÂBET: (Ar.) Ka. 1. Kabul etme, kabul edilme. 2. Razı olma, uyma.
İCÂBİ: (Ar.) Er. – (bkz. İcab).
İCİ: (Fars.) Er. 1. Hükümdar veziri vekili. 2. Atmaca.
İCLÂL: (Ar.) Ka. 1. Büyültme, saygı gösterme, ikram. 2. Büyüklük, kudret ve kuvvet. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İCMA: (Ar.) Ka. – Dağınık şeyleri toplama, biraraya getirme.
İCMÂL: (Ar.). 1. Özetleme. 2. Özet. 3. Cem, toplama. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İÇKİN: (Tür.). – Varlığın içinde bulunduğu varlığın yapısına karışmış olan. 2. Yalnızca bilinçte olan. 3. Deney içinde kalan, deneyi aşmayan. 4.Dünya içinde dünyada olan. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İÇÖZ: (Tür.) Er. – İçli, özlü değerli.
İÇTEN: (Tür.). – Yürekten, candan, samimi. En önemli, can alıcı noktasından. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İDİCANAN: (Ar.) Ka. – Sevgilinin bayramı.
İDİKUT: (Tür.) Er. 1. Kutlu, saadetli. 2. Yüksek rütbeli. 3. Eski Türklerde bir hükümdar ünvanı.
İDİL: (Yun.i.) Ka. 1. Kır hayatını konu edinen yazı veya şiir, aşk hakkında. 2. Küçük ve şairane resim. 3. İçten ve saf aşk.
İDLÂL: (Ar.) Ka. – Naz etme, nazlanma, aşın derecede nazlanma.
İDRİS: (Ar.) Er. 1. Meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü. 2. İlim ve fende ileri seviyede olan anlamında. 3. Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen İdris peygamber. 4. İlk kez giysi dikip giydiği için terzilerin, ilk kez kalem kullandığı için yazarların piri sayılmaktadır.
İFAKAT: (Ar.) Ka. 1. Hastalıktan kurtulma, iyileşme. 2. Ayılma.
İFAZA: (Ar.). 1. Feyizlendirme, feyz ve nur verme. 2. Kabı taşıncaya kadar doldurma. – Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.
İFDAL: (Ar.). 1. Lütuf ve bağış. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İFFET: (Ar.) Ka. 1. Afiflik, temizlik. 2. Namus.
İFHAR: (Ar.) Er. – Onurlandırma, üstün etme.
İFTİHAR: (Ar.). 1. Şeref, şan. 2. Övünme. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İĞDEMİR: (Tür.) Er. – Marangozlukta ağaç delmek için kullanılan çelik araç.
İHLAS: (Ar.) Er. 1. Halis, temiz doğru sevgi. 2. Gönülden gelen dostluk, samimiyet, doğruluk, bağlılık. 3. Kur’an-ı Kerim’in 112. suresinin adı.
İHMİRÂR: (Ar.) Ka. Kızarma, kızıllık.
İHSAN: (Ar.) Er. 1. İyilik etme. 2. Bağış bağışlama. 3. Verilen bağışlanan şey. 4. Lütuf, iyilik.
İHTİMAM: (Ar.) Er. – Dikkatle çalışma, önemle inceleme.
İHTİRAM: (Ar.) Er. – Saygı, hürmet.
İHTİŞAM: (Ar.). – Büyüklük, göz alıcılık, gösterişlilik, görkem. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İHVAN: (Ar.). 1. Sadık, samimi candan dostlar. 2. Aynı tarikata mensup insanlar. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İHYA: (Ar.). 1. Diriltme, diriltilme, canlandırma. 2. Taze can verircesine iyilik lütfetme. 3. Yeniden kuvvetlendirme. 4. Uyandırma, canlandırma, tazelik verme. 5. Allah’ın sıfatlarından. – İsim olarak kullanılmaz.
İKAN: (Ar.). – Sağlam biliş, bilme. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İKBÂL: (Ar.). 1. Birine doğru dönme. 2. Baht-talih. 3. İşlerin yolunda gitmesi, bahtlı, saadetli, mutlu olması. 4. Arzu, istek. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İKBAR: (Ar.). Büyük, ulu görme, görülme. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İKDAM: (Ar.). 1. İlerleme. 2. İlerlemeye çalışma. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İKLİL: (Ar.) Ka. – Taç esfer.
İKLİM: (Yun.). – Bir ülke ya da bölgenin ortalama hava durumunu belirleyen meteorolojik olayların tümü. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İKRAM: (Ar.). 1. Hürmet, saygı gösterme. 2. Ağırlama. 3. Bir şeyi hediye, armağan olarak verme. 4. Hesap dışı yapılan inceleme. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İKRAMULLAH: (Ar.) Er. – Allah’ın ikramı, nimeti, bağışı.
İKSİR: (Ar.). 1. Ortaçağ kimyacılarının olağanüstü etkili güçte varsaydıkları cisim. 2. Etkili, yarar şurup. 3. En etkili neden. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İKTİDAULLAH: (Ar.) Er. – Allah’a tabi olma, uyma.
İLBAŞI: (Tür.) Er. – Selçuklular’da köy yöneticisi.
İLBEY: (Tür.) Er. – Bir müddet “vali” karşılığında resmen kullanılan uydurma kelime.
İLBEYİ: (Tür.) Er. – Eski Türkler’de ve Osmanlılarda bazı oymak beyleri ve ileri gelenler için kullanılan ünvan.
İLBİLGE: (Tür.) Er. – Bir ülkenin tanınmış saygın, bilgin kişisi.
İLCAN: (Tür.) Er. – Ülkenin canı, sevdiği kişisi.
İLDEMİR: (Tür.) Er. – Ülkenin en sağlam, güçlü, kuvvetli kişisi,
İLDENİZ: (Tür.). 1. Ülkenin denizi. İldeniz Şemseddin: Azerbaycan Atabeyleri diye de anılan İldenizler Sülalesinin kurucusu. Kıpçaklardandır. (Öl. 1175). – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLENÇ: (Tür.) Er. – İlenmek amacıyla söylenen söz, ilenme.
İLEY: (Fars.). 1. Huzur. 2. Yan, yön, karşı taraf. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLGAR: (Tür.) Er. 1. Eski Türklerde at koşularına ve tören olarak yapılan koşulara verilen ad. 2. Atın dört nala koşması.
İLGARİ: (Tür.). 1. Artukluların Mardin ve Silvan kolundan iki Atabeyin adı. 2. Komutan, önder.
İLGİ: (Tür.). 1. İki nesne arasındaki bağ, alaka. 2. Kimyada bir cismin başka bir cisimle birleşmeye olan meyli. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLGÜ: (Tür.). Engel, mania. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLGÜL: (Tür.) Ka. 1. Ülkenin gülü. 2. Çok güzel kadın.
İLGÜN: (Fars.) Ka. – Halk, ahali.
İLHAM: (Ar.). 1. Allah tarafından insanın gönlüne doldurulan şey. 2. Peygamberin gönlüne gelen ilahi düşünceler. 3. Günlük, olağan şey. 4. İçe-gönüle doğma. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLHAMİ: (Ar.) Er. – (bkz. İlham).
İLHAN: (Fars.) Er. – Moğol hükümdarlarına verilen unvan.
İLİG: (Tür.) Er. – Hükümdar ve hükümdar ailesi mensuplan.
İLİGHAN: (Tür.) Er. Karahanlı hükümdar.
İLKAN: (Tür.) Er. 1. İlk kan. 2. İran’da İlhanlılar’dan sonra bir devlet kuran Türk hükümdarı.
İLKAY: (Tür.). – Yeni ay, ayın ilk hali. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLKBAHAR: (Tür.) Ka. – Yılın ilk mevsimi, bahar.
İLKBAL: (Tür.) Ka. – İlk doğan kız çocuklarına verilen ad.
İLKCAN: (Tür.) Er. – İlk doğan erkek çocuklarına verilen ad.
İLKE: (Tür.) 1. Kendisinden türetilen ilk madde. 2. Temel düşünce, temel kanı, umde, prensip. 3. Temel bilgi. 4. Öncül. 5. Davranış kuralı. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLKEHAN: (Tür.) Er. – Yeni ilkeler, kanunlar koyan hükümdar, yönetici.
İLKER: (Tür.) Er. – İlk doğan çocuk.
İLKİM: (Tür.). – İlk doğan çocuklara verilen ad. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLKİN: (Tür.) – Önce, öncelikle, uydurma bir kelime. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLKNAZ: (Tür.) Ka. – İlk doğan kız çocuklarına verilen isim.
İLKNUR: (Tür.) Ka. – İlk ay, ayın ilk hali.
İLKSEL: (Tür.) – Uzun süre çocuğu olmayanların daha sonra ikiz ve üçüz çocukları olduğunda verilen isim. -Erkek ve kadın adı olarak kulanılır.
İLKSEN: (Tür.) – (bkz. İlknaz). – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLKSER: (Tür.) Er. – İlk baş, ilk önce, birinci.
İLKSEV: (Tür.) Ka. – (bkz, İlknaz).
İLKSEN: (Tür.) Ka. – (bkz. İlksen).
İLKUT: (Tür.) Er. – Kutlu, mutlu, uğurlu ülke.
İLKUTAY: (Tür.) Er. – Kutsal ülke.
İLKYAZ: (Ar.) Ka. – İlkbahar, yaz başlarında doğanlara verilen ad.
İLLİYYUN: (Ar.). – Gökyüzünün ve cennetin en yüksek tabakası. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLMA: (Ar.). 1. Parlatma. 2. Belirleme, işaret etme. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLMEN: (Tür.) Er. – Bir ülke halkından olan kimse, yurttaş. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLMİ: (Ar.) Er. – İlimle, bilgi ile ilgili.
İLMİYE: (Ar.) Ka. – İlme ait, ilme mensup.
İLSAK: (Ar.) – Birleştirme, kavuşturma. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLSAVUN: (Tür.) Er. – Ülkeni düşmanlardan koru.
İLSEV: (Tür.) – Ülkeni sev, ülkesini seven. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLSEVEN: (Tür.) – (bkz. İlsev).
İLSU: (Tür.) – Ülkenin suyu, bereketi, bolluğu. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
İLŞEN: (Tür.) Ka. – Mtlu, şen ülke.
İLTAN: (Tür.) Er. – Ülkeni tanı, ülkesini tanıyan seven.
İLTAY: (Tür.) Er. – (bkz. İltan).
İLTEBER: (Tür.) Er. – Eski Türklerde vali, kumandan anlamlarında unvan.
İLTEKİN: (Tür.) Er. – Tek ve eşsiz ülke.
İLTEMİR: (Tür.) Er. – (bkz. İltekin).
İLTEMİZ: (Tür.) Er. – (bkz. İltekin).
İLTEMÜR: (Tür.) Er. – (bkz. İltekin).
İLTER: (Tür.) Er. – Yurdunu seven, koruyan, gözeten.
İLTİCAULLAH: (Ar.) Er. – Allah’a sığınma, iltica etme.
İLTİFAF: (Ar.) Ka. 1. Sarınma, bürünme, örtünme. 2. Çiçeklerin bürüm bürüm katmerleşmesi.
Lütfen Paylaşın!