Mezhep imamları, bir mürşide intisap edip, onlarla sohbet etmiş midir?
Dört büyük mezhebin imamlarının hepsi de bir mürşide intisap etmişler ve onlardan manen feyz almışlardır. Hanefi alimlerinden Sahibid-dûr Haskefi şöyle nakletmiştir:
“Ebu Aliyyid Dekkak bu tarikati Ebu-l-Kasım Nesrabazi’-den, o Şibli’den, o Sirri Sakati’den, o Maruf-u- Kerhi’den, o Davud et-Tai’den, o da ilmi ve tarikatın her ikisi de Imam-ı Azam Ebu Hanife’den almıştır. Böyle olduğu halde saadat-ı kiramlara iktida etmek güzel bir şey ve dahi gerekli değil midir?” (Imam-ı Zerkani,
Haşiyetül A llame A lelAdevi A la Şerhi, A llametil izziyeti fi-Fıkhıl Maliki; 3/195)
İmam Malik şöyle buyurmuştur:
“Kim ilim okur da tasavvuf ehli olmazsa fasık, kimi de tasavvuf ehli olupta ilim okumazsa zındık olur. Kim ikisinin arasında, yani alim hem de mutasavvıf olursa hakikat sahibi olur.”
(Keşfu’l-Hafa; 1/341)
İmam-ı Şafii ise, aslen ümmi, fakat gönlü ilm-i ledünni ile dolu Şeyban-i Rai gibi bir zatın önünde, mütevazi bir tavır içinde bulunur ve teveccüh için beklerdi. Hatta İmam-ı Hanbeli: “Eyİmam-ı Şafii! Şeyban-i Rai gibi bir ümmiye karşı neden bu kadar tevazu gösteriyorsunuz?” diye sorduğunda, İmam-ı Şafii: “Ey İmam! Bizim ilim ve iman konusundaki sözlerimiz bu zatta fiilen yaşanılan bir hal ve davranış şeklinde tezahür etmiştir.” diye cevap vermiştir. Hatta İmam-ı Hanbeli, imtihan etmek ve ilmi seviyesini ölçmek maksadıyla, Şeyban-i Rai’ye, fıkhi meselelerden birkaç soru sormuş, aldığı ince cevaplar karşısında hayret etmekten kendini alamamış ve düşüp bayılmıştır. Bu hadiseden sonra da İmam-ı Şafii ile birlikte Şeyban-i Rai’nin zikir ve sohbet meclislerine katılmışlar ve diğer alimleri bu meclise devam etmelerini tavsiye buyurmuşlardır.
İmam-ı Şa’rani Tabakat’ında İmam-ı Şafii ile İmam-ı Hanbeli’nin bu meclislere devam etme, onların zikir ve sohbetlerinde bulunma konusunda İtina gösterdikleri, kendilerine zikir sohbetten başka meşgaleleri bulunmayan sufilerle neden beraber oturup kalkıyorsunuz? denildiğinde de: “Takva, zikir, muhabbet ve ma’rifetten meydana gelen dini hayatın ana sermayesi sufiler nezdinde bulunmaktadır. ” cevabını verdiklerini nakletmektedir.
Kaynak: Seyda Muhammed Konyevi K.S
Hanefi ve Şafi Mezhebine Göre Asrımız Meselelerine Fetvalar
Lütfen Paylaşın!