NAZİAT SURESİ MEAL VE TEFSİRİ

Naziat Suresi 30. Ayet Meal ve Tefsiri

30. Ve ondan sonra da yeri yaydı.

30. Yüce Yaratıcı (Ondan sonra da) öyle göklerin ve yerin yaradılışını müteâkip de (yeri yaydı.) düzeltti, ikâmete ve gidip gelmeğe elverişli bir hâle getirdi. “Deha” Bir zeyi yayıp döşemek, yaymak mânâsınadır.

Naziat Suresi 31. Ayet Meal ve Tefsiri

31. Ondan suyunu ve otlağını çıkarıverdi.

31. Ve Kerem Sâhibi Yaratıcı (Ondan) yer yüzünden (suyunu ve otlağını çıkarıverdi.) Yeryüzünde çeşmeler, ırmaklar, kuyular yarattıve yer sahasında çeşit çeşit ürünler vücuda getirdi, insanların vesâir hayvanların geçim vasıtaları olan çeşitli bitki ve meyveler meydana gelmektedir. “Mer’a” otlak, çayırlık yer demektir.

Naziat Suresi 32. Ayet Meal ve Tefsiri

32. Dağları da tesbit etti.

32. Ve Hak Teâlâ Hazretleri, yeryüzünde (Dağları da tesbit etti.) yerlerinde yerleştirdi, o dağlar, yerin sükûnetini temin eden birer kazık mesabesinde bulunuyor ve birer feyz ve bereket kaynağı kesilmişlerdir. “İrsa” isbat etmek, yerleştirmek ve sağlam kılmak mânâsınadır.

Naziat Suresi 33. Ayet Meal ve Tefsiri

33. Sizin için ve hayvanlarınız için bir menfaat olarak.

33. Evet.. Hikmet Sâhibi Yaratıcı, bunları şöyle yarattı, ey insanlar!. (Sizin için ve) develer, koyunlar, sığırlar gibi (hayvanlarınız için bir menfaat olarak) vücuda getirdi. Bunların yaradılışındaki hikmet ve fayda, sizlerin bunlardan yararlanmanızdır. Artık bu nîmetleri size ihsân buyuran Kerem Sâhibi Yaratıcınızı birlemek ve kutsamak, ona karşı şükür vazifesini yerine getirmeye çalışmak icâbetmez mi?. Bizler, istikbâldeki hayatınızı da düşünmeli değil miyiz?

Naziat Suresi 34. Ayet Meal ve Tefsiri

34. Artık o vakit ki: Pek büyük bir âfet meydana gelir.

34. Bu mübârek âyetler de meydana geleceği kesin olarak haber verilen kıyamet günün ne kadar müthiş hâdiselere saha olacağını bildiriyor. İsyânkâr kimselerin cehennemde azap göreceklerini, takva sâhibi, nefsin kötü arzularından uzaklaşan zâtların da cennette nîmetlere erişeceklerini haber veriyor. Kıyamete dair malûmat vermek hususunda Resûl-i Ekrem’in vazifesini, durumunu, ve kıyamet kopunca insanların dünyada ne kadar kalmış olduklarını zannedeceklerini beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: Ey İnsanlar!. (Artık ovakit ki: Pek büyük bir âfet) Bir yüce iş (meydana gelir.) bundan maksat, ya kıyamettir veya ikinci sûra üfürmedir veya mahşere sevk edilecek saattir. “Tamme” Mûsibet, belâ ve meşakkat, kıyamet ve başka seslere galebe eden bir ses demektir.

Naziat Suresi 35. Ayet Meal ve Tefsiri

35. İnsan neye koşup durmuş olduğunu o gün hatırlar.

35. (İnsan) O vakit dünyadaki amellerinin bir kitapta tesbit edilmiş olduğunu görür, dünyada iken (Neye koşup durmuş olduğunu o gün) o kıyamet koptuğu zaman (hatırlar.) bütün unutmuş olduğu şeyler hatırına gelmiş olur. Dünyada iken hayır mı işlemiş, şer mi işlemiş olduğunu tamamen anlar.

Naziat Suresi 36. Ayet Meal ve Tefsiri

36. Cehennemde her gören kimseye açıklanmış bulunur.

36. (Cehennemde) O korkunç kıyamet gününde (her gören kimseye açıklanmış olur.) o cehennem ateşini, mü’mînler de, kâfirler de görürler, bunlar iki kısma ayrılmış bulunurlar.

Naziat Suresi 37. Ayet Meal ve Tefsiri

37. Artık kim taşkınlık etmiş ise.

37. (Artık kim) Dünyada iken (taşkınlık etmiş ise) haddi aşmış, günahları içinde yaşamış ise..

Naziat Suresi 38. Ayet Meal ve Tefsiri

38. Ve dünya hayatını tercih eylemiş ise.

38. (Ve dünyada hayatını) Dünyanın gayri meşrû lezzetlerini, varlıklarını, şehevî hareketlerini âhiretin ebedî hayatı ve sevabı üzerine (tercih eylemiş ise.) dünyada iken ibâdet ve itaatte bulunmamış, nefsini ıslâha, temizlemeye çalışmamış ise.

Naziat Suresi 39. Ayet Meal ve Tefsiri

39. Artık şüphe yok ki: Cehennemdir, odur onun yurdu.

39. (Artık şüphe yok ki:) Âhirette (Cehennemdir) evet.. (odur) O müthiş cehennemdir, (onun) O nefisani arzularına tâbi olmuş, ibâdet ve itaatten kaçınmış olankimsenin (yurdu.) âhirette ikâmetgâhı. “Meva” sığınak, mesken, yurt, varılacak mekân demektir.

Naziat Suresi 40. Ayet Meal ve Tefsiri

40. Fakat kim ki, Rabbinin makamından korkmuş ve nefisini kötü arzulardan men etmiş ise.

40. (Fakat kim ki:) Dünyada iken (Rab’bini makamından korkmuş) kıyamet günü Cenab-ı Hak’kın mânevî huzurunda bir muhakeme ve muhasebeye tâbi tutulacağını dünyada iken düşünerek titremiş ise (ve nefsini kötü arzulardan menetmiş ise.) yasakları işlememiş, nefsinin gayr-i meşrû eğilimlerine tâbi bulunmamış, dünyanın fâni gösterişine kapılmamış ise.

Naziat Suresi 41. Ayet Meal ve Tefsiri

41. Artık cennette, o da o kimse için yurttur.

41. (Artık) Kıyamet vuku bulunca (Cennette) evet.. (o da) O ebedî selâmet ve saadet mahalli de o kimse için ebedî bir (yurttur) işte Allâh-ü Teâlâ’dan korkar, gayr-i meşrû eğilimlerden kaçınan, dünya için âhiretini fedâ etmek cehâletinde bulunmayan kimselerin âkıbetleri böyle pek mutlu olacaktır. Onlar, devamlı olarak Cennette yaşayarak nice tecellilere kavuşacaklardır.

Naziat Suresi 42. Ayet Meal ve Tefsiri

42. Sana kıyametten sorarlar ki: Onun vukuu ne zamandır.

42. Ne yazık ki: Bir çok kimseler, dünya hayatına pek düşkün bulunuyorlar, âhiret hayatını hiç düşünmüyorlar, hattâ bir çok kimseler, âhireti inkâr ediyorlar, hattâ bir nice inkârcılar, kıyametin ne zaman vuku bulacağını bir alay maksadiyle Resûl-i Ekrem’den sormak cür’etinde bulunmuşlardır. İşte onların o inkârcı hâllerini teşhîr için Hak Teâlâ Hazretleri buyuruyor ki: Ey Yüce Resûl’üm!. (Sana kıyametten sorarlar ki Onun vukuu ne zamandır?) Ölüler, hangi zaman tekrar hayata kavuşarak mahşere sevk edileceklerdir?.

Naziat Suresi 43. Ayet Meal ve Tefsiri

43. Sen onu yâd etmek hususunda nehaldesin?

43. Ey Yüce Peygamber!. (Sen onu) O kıyametin kopma vaktini (yâd etmek) o soranlara söylemek (hususunda ne hâldesin?) sen onların sözlerine iltifat etme, senin vazifen kıyametin herhâlde vuku bulacağını haber vermekten ibarettir. Yoksa onun kopma zamanını belirlemek ve bildirmek değildir. Kıyametin vukuu zamanını ancak Allâh-ü Teâlâ bilir. Bunu hikmet gereği başkalarına bildirmemiştir. Hz. Âişe Radiyallâh-ü Anha’dan rivâyet olunuyor ki: Resûlüllâh -Sallâlâh-ü Aleyhisselâm- dâima kıyamet saatini düşünür, hatırlar, onun ne zaman vukuu bulacağı kendisinden sual edilirdi, bunun üzerine bu âyet-i kerîme nâzil olmuş, Peygamber efendimizin vazifesi gösterilmiş, kıyametin ne zaman vuku bulacağını bilip halka bildirilmekle mükellef olmadığına işaret buyurulmuştur.

Naziat Suresi 44. Ayet Meal ve Tefsiri

44. Onun sonu Rabbine varır.

44. (Onun sonu) O kıyamet saati hakkındaki bilginin nihâyet bulması, onun ayrıntılı olarak bilinmesi (Rabbine varır.) ancak o âlemlerin Rabbidir ki, kıyametin kopma vaktini tamamıyla ve bütün teferruatile bilir, onu mahlûkatı bilemez.

Naziat Suresi 45. Ayet Meal ve Tefsiri

45. Şüphe yok ki: Sen, ancak ondan korkanı bir uyarıcısın.

45. (Şüphe yok ki: Sen) Ey Son Peygamber!, (ancak ondan) O kıyametin dehşetinden (korkanı) âhirete inananı (bir korkutucusun.) senin Cehenneme, âhiret azabına dair vereceğin haberleri, ancak kabiliyetli olan, Cenab-ı Hak’kı tasdik edip onun azabından korkan kimseler güzelce alır, ondan yararlanırlar. İnkârlarında ısrar edip duranlar ise iyi niyetle verilen nasihatları, ihtarlı kabul etmezler, kendi fâni varlıklarına sarılmış bulunurlar.

Naziat Suresi 46. Ayet Meal ve Tefsiri

46. Onlar, o kıyameti gördükleri gün sanki bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başka kalmamış gibi olurlar.

46. (Onlar) O kıyameti inkâr edenler, Kureyş müşrikleri vesâire (o kıyameti gördükleri gün) kabirlerinden kaldırılıp mahşere sevk edilecekleri zaman (sanki) dünyada ve kabirlerinde (bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başka kalmamış gibi olurlar.) dünya hayatının o kadar hızlı geçmiş olduğuna inanırlar. Artık vakitlerini boş yere zâyi etmiş olduklarını anlayarak ah ve vah etmeye başlarlar. Fakat artık pişmanlık zamanı geçmiştir. Binaenaleyh her akıl sâhibi insan için lâzımdır ki: Daha fırsat elde iken hayatından istifâdeye çalışsın, üzerine düşen vazifeleri yerine getirerek istikbâlini temine muvaffak olsun. Başarı Allah’tandır.

Sonraki Sure: Abese Suresi Meal ve Tefsiri

Lütfen Paylaşın!
0Shares

BİR CEVAP YAZIN