İSİMLERİN ANLAMI – Ş HARFİ

ŞEFKAT: (Ar.). – Sevecenlik, acıma ve sevgi duygusu. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEHADET: (Ar.). – (bkz. Şahadet).

ŞEHALEM: (f.a.i.) Er. – Evrenin hükümdarı.

ŞEHAMET: (Ar.) Er. – Zeka ve akılla birlikte olan yiğitlik, cesaret.

ŞEHBA: (Ar.) Er. 1. Kır, akçıl. 2. Haleb şehri.

ŞEHBAL: (Fars.) Ka. – Kuş kanadının en uzun tüyü.

ŞEHİD: (Ar.). 1. Allah yolunda canını feda eden müslüman, İslam uğruna ölen müslüman, şehadet mertebesine erişen kimse. 2. Fikri, inancı, ülkesi uğruna ölenler için de teşmilen kullanılmaktadır. Vatan şehidi. 3. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Ayrıca isimlerde ek yapılabilir. Şehidcan, Şehidnur, Şehidhan. – Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır.

ŞEHİM: (Ar.) Er. – Akıllı ve kurnaz yiğit.

ŞEHİME: (Ar.) Ka. – (bkz. Şehim).

ŞEHİNŞAH: (Fars.) Er. 1. Şahların şahı, en büyük hükümdar. 1. Daha çok unvan olarak verilir.

ŞEHLÂ: (Ar.) Ka. 1. Koyu mavi ela göz. 2. Hafif, tatlı şaşı.

ŞEHLEVENT: (Fars.) Er. – Leventlerin şahı, boylu poslu, canlı, yakışıklı.

ŞEHMUZ: (Fars.) Er. – Şah, hükümdar soyundan gelen.

ŞEHNAZ: (Fars.) Ka. 1. Türk musikisinde mürekkep bir makam ve perde. 2. Çok nazlı.

ŞEHPER: (Fars.) Ka. – Kuş kanadının en uzun tüyü.

ŞEHRAR: (Fars.). – Şehri süsleyen, şehre süs veren. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEHRAZAT: (Fars.) Ka. – Kendi kendine yaşayan, özgür.

ŞEHRİ: (Fars.). 1. Şehirli. 2. Nazik, terbiyeli. 3. Aya ait, aylık. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEHRİBAN: (Fars.) Er. – Şehrin büyüğü, ileri geleni.

ŞEHRİNAZ: (Fars.) Ka. – Türk müziğinin en eski makamlarından.

ŞEHRİYAR: (Fars.). – Padişah, hükümdar. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEHRUD: (Fars.) Er. – Büyük çay, nehir.

ŞEHZAT: (Fars.) Er. – (bkz. Şahzat).

ŞEKİB: (Fars.) Er. – Sabır, tahammüllü, dayanıklı. – Türk dil kuralına göre “b/p” olarak kullanılır.

ŞEKİBE: (Ar.) Ka. – (bkz. Şekib).

SEKİME: (Ar.) Ka. – Dayanıklılık, dayanma, karşı koyma.

ŞEKÛR: (Ar.) Er. – Şükreden, şükredici. Allah’ın isimlerinden, (bkz. Abdüşşekûr).

ŞEKÛRE: (Ar.) Ka. – Çok şükreden, şükredici, değer bilen.

ŞELALE: (Ar.) Ka. – Büyük bir akarsuyun yüksekten düşmesiyle meydana gelen büyük çağlayan, çavlan.

ŞEMAİL: (Ar.) Er. 1. Huylar, davranışlar, alışkılar. 2. Bir kimsenin dış görünüşünün özellikleri.

ŞEMDİN: (Ar.) Er. – Dinin mumu, dinin aydınlığı.

ŞEMİ: (Ar.) Er. 1. Mumla, ışıkla ilgili, ışıklı. 2. Mum yapan ya da satan kimse.

ŞEMİM: (Ar.) Er. – Güzel kokan, güzel kokulu, güzel koku.

ŞEMİME: (Ar.) Ka. – Güzel kokulu şey.

ŞEMİNUR: (Ar.) Ka. – Mum ışığı, mum aydınlığı.

ŞEMS: (Ar.) Er. – Güneş.

ŞEMSEDDİN: (Ar.) Er. – Dinin güneşi, dinin insanlara verdiği aydınlık. – Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır (Şemsettin).

ŞEMSİ: (Ar.) Er. – Güneşe ait, güneşle ilgili.

ŞEMSİFER: (a.f.i.) Güneşin aydınlığı, parlaklığı. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEMSİNİSA: (f.a.i.) Ka. – Kadınların güneşi. Güneş gibi kadın.

ŞEMSİNUR: (Ar.) Ka. – Güneşin ışığı, nuru.

ŞEMSPARE: (a.f.i.)- – Güneş parçası. Çok parlak. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEN: (Fars.) Ka. – Neşeli, sevinçli. -Daha çok iki isimlerde kullanılır. Şener, Şenol.

ŞENAL: (f.t.i.) Er. – (bkz. Şen).

ŞENALP: (f.t.i.) Er. – Neşeli, canlı yiğit.

ŞENALTAN: (f.t.i.) Er. – (bkz. Altan).

ŞENBAY: (f.t.i.) Er. – Neşeli, sevinçli, mutlu, varlıklı kimse.

ŞENCAN: (f.t.i) – Canlı, neşeli, hareketli yapısı olan kimse. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞENDOÐAN: (f.t.i.) – Sevinçli, neşeli ol. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞENDUR: (f.t.i.) Er. – Neşeli, sevinçli olması devam etti, sürdü.

ŞENEL: (f.t.i.) Er. – Şen ve mutlu ev. Bölge, il.

ŞENER: (f.t.i.) – Mutlu, neşeli kimse. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞENGİL: (f.t.i.) Er. – İyi yürekli, hoş sohbet kimse.

ŞENGÜL: (f.t.i.) Ka. – Gülün en güzel hali.

ŞENGÜN: (f.t.i.) Ka. – Sevinçli, ferah gün.

ŞENAY: (f.t.i.) Ka. – Ayın parlaklığı, güzelliği.

ŞENİZ: (Fars.). – Sevinçli, mutlu iz, hatıra. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞENKAL: (f.t.i.). – Her zaman neşeli kal. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞENNUR: (f.a.i.) – Neşeli ve nurlu insan. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞENOL: (f.t.i.) Ka. – Şen ve mutlu ol. – (bkz. Şenel).

ŞENSAL: (f.t.i.) Er. – Neşeni çevrene yay, herkes neşelensin.

ŞENSOY: (f.t.i.) Er. – Neşeli soydan gelen kimse.

ŞENTÜRK: (f.t.i.) Er. – Neşeli, canlı, mutlu türk.

ŞENYAŞAR: (f.t.i.) Er. – Yaşamı, neşeli mutlu geçen kimse.

ŞENYURT: (f.t.i.) Er. – Neşeli, mutlu insanların yurdu; ülkesinde yaşayan.

ŞERAFEDDİN: (Ar.) Er. – Dinin şereflisi, büyüğü. – Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır.

ŞERAFET: (Ar.) Er. – Şerefli olma hali. Soydanlık, asalet. Hz. Muhammed (s.a.s)’in soyundan olma.

ŞERARE: (Ar.) Ka. – Kıvılcım.

ŞEREF: (Ar.) Er. 1. Yücelik, ululuk, izzet, seçkinlik. İyi ahlak ve faziletler sonucu meydana gelen manevi yücelik. 2. İyi ün. İftihar edilecek şey.

ŞEREFHAN: (a.t.i.) Er. – Büyük, yüce hükümdar.

ŞEREFNAZ: (a.f.i.) Ka. – Çok nazlı.

ŞEREN: (Tür.) Er. – Tezcanlı, çevik.

ŞERİF: (Ar.) Er. – Şerefli, kutsal. Soylu temiz.

ŞERİFE: (Ar.) Ka. – (bkz. Şerif).

ŞERMENDE: (Fars.) Ka. – Utangaç, çok utanan, mahcup.

ŞERMİN: (Fars.) Ka. – Utangaç, mahcup.

ŞETARET: (Ar.) Ka. – Neşe, sevinç, şenlik.

ŞEVKET: (Ar.) Er. – Azamet, büyüklük, ululuk, debdebe, haşmet.

ŞEVKİ: (Ar.) Er. – Şevkle ilgili, şevke ait, neşeli.

ŞEVKİDİL: (a.f.i..) Ka. – Gönül neşesi, gönül sevinci.

ŞEVKİYE: (Ar.) Ka. – (bkz. Şevki).

ŞEVVAL: (Ar.). – Hicri takvime göre yılın 10. ayı, ilk üç günü şeker bayramıdır. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEYBAN: (Ar.) Er. – Saçlarına ak düşmüş yaşlı kimse. Moğol hükümdarlarından birisi.

ŞEYBE: (Ar.) Ka. – (bkz. Şeyban).

ŞEYDA: (Fars.) Ka. – Aşk çılgını, çok tutkun, aşık.

ŞEYDAGÜL: (Fars.) Ka. – (bkz. Şeyda).

ŞEYDANUR: (f.a.i.) Ka. – (bkz. Şeyda).

ŞEYH: (Ar.) Er. 1. Yaşlı adam, ihtiyar. 2. Kabile ve aşiret reisi. 3. Bir sahada üst seviyeye gelmiş, otorite. 4. Tekke ve zaviye reisi.

ŞEYMA: (Ar.) 1. Bedeninde ben veya benzer bir izi olanlar. 2. Hz. Peygamber’in süt kardeşi.

ŞEZA: (Ar.) Ka. – Kokulu şeylerin kokusu.

ŞEZERÂT: (Ar.) Ka. – İşlenmeden maddenin içinde toplanan altın parçaları. Süs olarak kullanılan inci ve altın taneleri.

ŞEZRE: (Ar.) Er. – İşlenmemiş ham altın. Süs için asılan inci ve altın.

ŞİDE: (Fars.) Er. – Parlak, ışıklı, güneş.

ŞİFA: (Ar.) Ka. – İyi olma, kurtulma.

ŞİHAB: (Ar.) Er. 1. Kıvılcım. Akan yıldız. 2. Cesur, yürekli.

ŞİHBAN: (Ar.) Ka. 1. Kıvılcımlar. 2. Akan yıldızlar.

ŞİHABEDDİN: (Ar.) Er. – Dinin parlak yıldızı.

ŞİMŞEK: (Tür.) Er. 1. Yağmurlu havada, buluttan buluta ya da yere elektrik boşalırken oluşan, geçici ve şiddetli elektrik akımı. 2. Canlı, hızlı, coşkulu, hareketli kimse.

ŞİMŞEKER: (Tür.) Er. – Çok hareketli, canlı, hızlı kimse.

ŞİMŞEKHAN: (Tür.) Er. – (bkz. Şimşekkan).

ŞİMŞEKKAN: (Tür.) Er. – Hareketli, canlı soydan gelme.

ŞİNAS: (Fars.) Er. – Anlayan, tanıyan, bilen.

ŞİNASİ: (Fars.) Er. 1. Tanımaya, anlamaya özgü, tanımak, bilmekle ilgili. 2. Tanzimat döneminin ünlü şairi ve gazetecisi.

ŞİNAVER: (Fars.) Er. – Suda yüzen, yüzücü.

ŞİNİD: (Fars.) Er. – İşitme, semi.

ŞİRAZ: (Fars.) Er. – Türk müziğinde eski bir makam.

ŞİRAZE: (Fars.) Ka. 1. Kitap ciltlerinin iki ucunda bulunan ve yaprakları muntazam tutan, ibrişimden örülmüş ince şerit. 2. Pehlivan kispetinin parçası. 3. Esas, düzen, nizam.

ŞİRİN: (Fars.) Ka. – Sevimli, cana yakın.

ŞİRVAN: (Fars.) Er. 1. İran’da bir kent adı. 2. Aslan barınağı.

ŞİRZAT: (a.f.i.) Er. – Aslan gibi güçlü, kişilikli kimse.

ŞİVE: (Fars.) Ka. – Naz, eda.

ŞİVEKAR: (Fars.) Ka. – Nazlı, edalı, işveli.

ŞÖHRET: (Ar.) Ka. – Şöhretli, ünlü, şöhreti ağızlarda dolaşan.

ŞÖLEN: (Tür.). – En üst idareci tarafından bütün halka verilen, dini ve içtimai fonksiyonları olan yemek, ziyafet. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞÜLE: (Ar.) Ka. – Alev, yalım. Alevli ateş.

ŞÜCA: (Ar.) Er. 1. Cesaretli, cesur, yiğit. 2. Aslan ve yengeç arasında yıldız kümesi.

ŞÜCEYNE: (Ar.) Ka. – Ağaçcık, nihal.

ŞÜKRAN: (Ar.). – İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞÜKRİYE: (Ar.) Ka. – İyilik bilme, minnettarlıkla ilgili, iyilik bilen.

ŞÜKRÜ: (Ar.) Er. – Şükretme, minnettarlıkla ilgili.

 ŞÜKUFE: (Fars.) Ka. – Çiçek. Süslemede çiçek motiflerine dayanan bir tarz.

isimlerin anlamı

Lütfen Paylaşın!
0Shares

BİR CEVAP YAZIN